Bir ışıklı cam resminde ışık, bir duvar veya tuval resmindekinden daha farklıdır.
Vitray yansıyan ışıktan daha çok içinden gelip geçen ışınla aydınlanır.
Vitrayın malzemesi az veya çok saydam olduğundan arkadaki elemanların ışığın etki ve değişimleriyle vitraya bir hayatlılık sağlar.
Renkli camlarla yapılan resim ışık önüne yerleştirilirken mimariyle uygunluk gözetilmelidir.
Ayrıca, mimariyle bağdaşacak teknik gereğince uygulanmadır.
Mimari yaşadıkça onunla yaşayabilen kalıcı bir vitray olmalıdır.
Yirminci yüzyılda resim sanatına yön veren çeşitli anlayışlar ve akımlar bir ışıklı resim sanatı olan vitrayı da etkilemişi hatta onunla aynı paralelde evrimleşmesine yol açmıştır.
Chagall, G.Rouault, M.Gromaire ve G.Loire’nin vitray çalışmaları bunu doğrulayan örneklerdir.
Bilhassa 1920lerden sonra Avrupa’da Abstre çalışmalar vitrayda bolca görünür olmuştur.
Bu nedenle vitrayın her türlü sanat akımına uyabilme niteliği ortaya çıkmış olur.
Vitray sosyal yapıdan kısaca ele alınacak olursa Ortaçağ’daki büyük halk kitlelerine karşı olan anlatımcı veya hikâyeci şekil günümüzde yalnız sembolik ve görsel anlatım için karşımıza çıkmaktadır.
Geçmiş yüzyıllarda çoğunlukla kilise duvarları arasındaki pencerelere sıkışmış olan vitray, günümüzde sivil mimariye girmiştir.
Öncelikle Osmanlı’da ve yakın komşusu İran’da vitray; 16. Yüzyıl ve daha sonraları Batı’nın aksine dini binaların yanı sıra sivil mimaride estetik düzen sağlamak amacıyla kullanılmıştır.
Dolayısıyla cami, türbe, saray, ev vb. yapılarda kullanılan vitray her tabakadan insana hizmet etmiştir.
Ne var ki bu hizmet belli başlı şehirlerin dışına çıkamamış ve yaygınlaşamamıştır.
20. Yüzyıl Türkiye’sinin geçirdiği çeşitli sarsıntılar nedeniyle ve onun sonucu olarak doğan ekonomik düzensizlikler asrın başlarında tamamen vitray sanatının unutulmasına yol açmıştır.
Bu nedenle bu sanatı sürdüren ustaların yok olduğunu görürüz.
Acaba bugün vitray topluma gereğince yayılabilmiş midir?
Şüphesiz hayır.. Bunun olabilmesi için vitraya topluma açık mimarilerde yer verilmelidir.
Bunların başında okullar, istasyonlar, eğlence yerleri ve camiler olmalıdır.
Camın parlak hayat dolu görünümü sayesinde toplumun göz zevki yükseltilirken sanat kültürü de arttırılmış olacaktır.
Burada en büyük görev binasında adı geçen vitraya yer verecek mimarlara düşmektedir.
Ne yazıktır ki günümüzde konutlarımız plastik değerlerden çok yoksundur.
Ancak bu gibi değerlere yeni yeni yer verilmesi bir teselli olmaktadır.
Vitray mimaride bir sınırlayıcı resim, bir duvar resmi olarak şekillendirilmeli; onu görmemizi sağlayan ışığın diğer resim türlerinden farklı olarak arkadan ışığın gelmesiyle bakıldığında optik derinlikler sağlandığını görürüz.
Bu sebeple vitrayın çeşitli olma nedenlerinden birisi ortaya çıkmış olur.
Dolayısıyla vitray sanatçısıyla toplum arasında bir ilişki kurulmuş olur.
Sanatçının topluma anlatımı ya da verisi kolaylıkla sağlanmış.
Vitray her şeyden önce renkli ve renksiz cam parçalarından resim yapmak ve onları ışığın önüne yerleştirmekten ibarettir.
Bu yerleştirmede mimariye uygunluk, dolayısıyla ışık iyi çözümlenmelidir.
Vitray mimariye bağlı oluşu nedeniyle bir duvar resmi niteliğinde olup iki boyuttan oluşur.
Vitray için resim bir duvar resmi derken onu saydamlaştırılmış ya da ışıklandırılmış bir resim değil, mimari düzende ışık ve camın verilerden yararlanılarak yapıda bir resim olarak kabullenmemiz gerekir.
Kaynakça: Meral Oktay Maral
Adı: Işıklı Cam Resmi :Vitray
Yayınevi:Karaca Ofset Basımevi
Basım yeri ve yılı İstanbul 1970