Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Bugün bir vitray yapımcısının cam teknolojisini tam olarak bildiği zannedilenemez. Bu belki eskiden de böyleydi. Çünkü renkli veya renksiz cam yapımı ve bunlardan vitraylar yapmak tıpkı yağlıboya yapımı ve ondan resim yapmak arasındaki ilişkilere benzer.

Özellikle günümüzde fabrikasyon bir düzene dayanan cam yapımı fabrika ve onun teknik kişileri tarafından en iyi şekilde yapılmaktadır. Vitray yapımcısının üzerine düşen ödev fabrikanın yaptığı camlardan işine yarayanı seçip kullanmasıdır.

Vitray Yapımında Kullanılan Camlar:

Günümüz vitray yapımcısı bir ortaçağ yapımcısı gibi tek cins cam kullanma zorunluluğunda değildir. Teknik, vitray yapımcısına birçok cins ve karakterde cam kullanma imkanı sağlamıştır. Sanatçı mimarisine, yerine, ışık düzenine, tekniğine ve hatta üslubuna uyan, karakterde ve cinste cam kullanma olanağına sahiptir. Vitray sadece bir tür camla yapılacağı gibi, birkaç tür camla da yapılabilir. İyi ve güzel olan, seçimin yerinde oluşudur. Tekniğin verdiği rahatlığı da iyi değerlendirmek gerekir. Yapımcı güçsüzse tekniğin vermiş olduğu çeşit bolluğu bir yerde onu şaşırtabilir.

Birçok kimse eski sanatçıların başarısını cam türünün ve renklerinin kısıtlı oluşuna yorumlar. Yine de cam türünün çokluğu yeni vitray tekniklerinin doğmasını ve vitray yapımcılarının çeşitli eserler vermesini sağlamıştır.

Bu çeşit cins ve karakterdeki camlar şunlardır;

Antik Camlar:

İlk camlar daire şeklindedir, 30 ile 45 cm. arasında değişir. Bunlar ortasına doğru farklı kalınlıklar ve fazla parlaklık gösterirler. Bu tür camlar küre şeklinde şişirilen camın düzeltilmesiyle meydana gelirler.

Günümüzde yapılan antik camlar Ortaçağ camlarında bulunan özelliklere sahip bir yapıdadır. Önce cam üfleme çubuğu ile silindir kalıp içerisinde üflenir. Elde edilen silindirik cam boyuna kesilir ve yaygın bir fırına koyulur, açılması sağlanır. Dolayısıyla dikdörtgen bir cam tabakası elde edilir. Bu tip camların kalınlığı 3 mm. kadardır. Antik camların özelliği kalınlıklarının farklı oluşundandır. Renkler kalınlıklara göre değişiklik gösterir.

Ayrıca çok kuvvetle şişirilmiş antik camlar vardır. Bu camlardaki şişkinlikler normal antik camlardan daha fazla pırıldar. Çünkü bunlar ışığı daha fazla alır ve kırarlar. Bu sebepten dolayı çok defa faydalı bir özellik olarak daha az saydamdırlar.

Şişe Camlar veya Kalın Tabaka(dilim) Camlar:

Bu tür cam yapımında kare prizma bir kalıp kullanılır. Üfleme çubuğu dikey tutularak adı geçen kalıp içerisine cam üflenir ve camın, kalıbın şeklini alması sağlanır. Böylece kare prizma şeklinde bir şişe elde edilir. Kalıptan dışarı alınan şişe üfleme çubuğundan ayrılır ve şişe soğutulur. Daha sonra kenarları köşelerinden kesilerek ayrılır. Böylece dört tabaka cam ve bir de küçük bir dip parça elde edilir.

Katedral Camlar:

Prese edilmiş ve parlatılmış büyük tabakalar halindedir. Bir yüzü pürüzlü diğer yüzü düzdür. Yüzeydeki pürüzler sayesinde ışık yakarlar ve büyük ölçüde ışıklı ve karanlık ton değişmeleri gösterir. Arkasını göstermemekle birlikte çok iyi parıldar ve ışıldar.

Plaka Camlar:

İki ayrı renk tabakasından meydana gelmiş camlardır. Bunlar genellikle renksiz ya da hafif renkli bir cam üzerine yapım sırasında çok ince ve renkli bir cam tabakasına geçirilmesiyle yapılır. Bu tarz camlar vitrayda asitle pentür yapabilme olanağı sağlar.

Opal Camlar(Süt Camı):

Opal camlar beyaz renktedir. Bünye bakımından plaka camlara benzer. Işığı yaygın olarak dağıtır. Işık geçirme özelliği olmakla birlikte tam saydam değildir. Camın biraz arkasında bulunan cisimlerin görüntülerini geçirmez. Bu tip camlarda renksiz bir cam üzerine yapım sırasında ince bir ikinci kat beyaz cam geçirilmesiyle elde edilir.

Emprime Camlar:

Renksiz camlar üzerine fabrikasyon desen ve dokular yapılarak elde edilir. Çoğunlukla bir yüzü pürüzlü(dokulu veya desenli), diğer yüzü düzdür. Üzerindeki desen ve dokulara göre çeşitli isimler alır. Bu tür camlarda da camın cinsine, kalınlığına ve dokusuna göre ışık geçirgenliği arkasını gösterme durumları değişir. Ekseriya renksiz olmakla birlikte renklileri de vardır.

Kalın Camlar:

Kalınlığı 2-2.5 arasında değişebilen ve 20×30 cm boyutlarında plakalar halinde yapılır. Bu boyutlardan daha fazla veya az olanları da vardır. Plakaların üzerinde pürüzler ve içinde hava kabarcıkları bulunur. Betonlu vitrayın doğmasını sağlayan bu camların en büyük özelliği kalınlığından yararlanılarak kapakçıklar attırılır. Dolayısıyla da ışıldama ve aynı rengin ton ve nüansları elde edilir. Fransa’da Boussoıs tarafından yapılan renkli ve renksiz iki tarafı da düz büyük tabakalar halinde kalın camlar vardır. Bunlar 10 metrekareye kadar büyük olabilir.

Diğer Cam Çeşitleri:

Süt Camlar;

Şişe Dibi Camlar

Yığma Camlar

Kaynakça: Meral Oktay Maral

Adı: Işıklı Cam Resmi :Vitray

Yayınevi:Karaca Ofset Basımevi Basım yeri ve yılı İstanbul 1970

 MİMARİDE CAM

Sanat tarihinin eski mimari örneklerinde cama rastlayamayız. Mısır, Mezopotamya, erken Anadolu, İnka, Aztek, Pers ve Uzakdoğu gibi devleşen mimari örnekleri bunu doğrular. Bunun nedeni camın bulunuşun mimari kadar eski olmayışındandır. Ayrıca cam buluşundan da mimariye geçiş sanıldığı kadar hızlı olmamıştır. Aradaki zaman farkına camın pahalı oluşu ve mimaride kullanılacak teknik yapıya erişememiş olmasını neden olarak gösterebiliriz. Cam ile mimari arasındaki ilişki pek eski olmamakla birlikte yine bu ilişki fantastik olarak başlamıştır. Öyle ki bir taş kafese doldurulan veya yerleştirilen cam parçaları mimariye önemli bir katkı da sağlayamadığı gibi yine önemli bir mimari elemanı olmaktan uzak kalmıştır. Bu uzaklık tabiki camın ihtiyaç maddesi olarak mimariye sokulmasından sonra giderilmiştir. Şöyle ki bir pencereden ışık elde edilirken dış etkenlere karşı camım ışık geçiren bir tampon vazifesi görmesi ve bunun sonraları estetik bir düzene yönetilmesiyle yani vitrayın türemesiyle başlar, hız kazanır ve gelişir. Ne var ki bu devirlerde cam yine lüks bir mimari elemanı olarak görülmektedir. Cam ancak pek şanslı sayabileceğimiz nadir yapılarda kullanılıyordu. Yani yaygın değildi. Bunun sebebi cam yapma tekniğinin belli kişiler arasında meslek sırrı olarak kalmasından, dolayısıyla tekniğinin hızlı bir gelişim sağlayamamasından ileri geliyordu.

Vitray sanatının doğuşunu, bir bakıma adını ettiğimiz teknik yetersizliğe borçluyuz. Çünkü cam tekniği başlangıçta büyük tabakalar halinde büyük yüzeyleri kaplayacak boyutta cam yapabilmeye elverişli olsaydı bu küçük cam parçaların mozaik gibi yan yana eklenmesi dolayısıyla vitray sanatının doğması gerçeleşmeyecekti. Veya daha sonlara rastlayacaktı.

Cam tekniğinin ilerleyişini vitray açısından mutlu bir rastlantı olarak karşılamamız yerinde olacaktır.

Yakın yüzyıllara kadar mimaride cam belirli boşluklara (pencere, kapı vb.) yerleştiriliyordu. Mimariye bir biçim vermekten uzaktı. Dış mimariden daha çok iç mimaride bakındı. Bilhassa Ortaçağ’da ve sonraki dönemlerde mimaride camın görevi, dini konuları tasvir eden anlatan ve tanıtan ışıklı duvar resimleri oluşuydu. Daha yaklaşık bir deyimle dini konuların ışık yardımı ile mimari elemanlarda gösterilmesini sağlamasıydı.

Camın yaygın olarak mimariye katılışı/mimaride kullanılışı birkaç yüzyılı aşmamaktadır. Mimariye biçim verişi ve mimaride taş, tuğla gibi ve onlardan daha önde bir malzeme gibi kullanılışı çok daha yakın yıllara rastlar. Artık bugün cam en önde gelen yapı malzemesi olmuştur. Bu nedenle mimariye biçim verebildiği gibi herhangi bir mimaride en ağır basan malzeme olmaktadır.

Camın mimaride kullanılışı çeşitli yerlerde çeşitli anlam ve fonksiyonlara dayanır. Bunları kısaca sınıflayalım;

  • Kaplama malzemesi olarak gerek iç gerekse dış ortamlarda, tavanlarda ve döşemede harç vb. malzeme ile yapıştırarak,
  • Bölme ayırma veya kapatma malzemesi olarak çelik alüminyum, bakır, kurşun gibi madeni; ahşap beton veya alçı gibi çeşitli malzemelerden yapılmış konsirüksiyon önderliğinde saydam-yarı saydam veya saydam olmayacak şekilde ve bir iki mm.den cam tuğla kalınlığına kadar kapı ve pencerelerde dış fasatlarda, kaplamada, mimaride iç hacim sağlama nedeniyle bölme duvarlarında paravan vb. kısmi ayırmalarda,
  • Dekoratif yani süsleme elemanı olarak saydam, yarı saydam veya saydam olmayacak şekillerde pencere, kapı ve bölmelerde iç-dış duvar, tavan ve zeminlerde kullanılmıştır.

Kaynakça: Meral Oktay Maral

Adı: Işıklı Cam Resmi :Vitray

Yayınevi:Karaca Ofset Basımevi

Basım yeri ve yılı İstanbul 1970